May
1. Olasılık bildiren cümlelerde
- Have you seen my tammy? (Beremi gördün mü? -Bulamıyorum- )
- Do you think you may have dropped that in the car? (Onu arabada düşürmüş olabilir misin?)
- I think I may have broken my phone. (Telefonumu bozmuş olabilirim)
2. Bir soruyu daha nazik biçimde sorarken kullanılır. (Soru cümlelerinde can ve could modallarına göre cümleyi daha yumuşak ve nazik hale getirir.)
- May I have some time to think about it? (Bunu düşünmek için biraz zamanım var mı?)
- May I speak to Mr. Hüseyin? (Hüseyin Bey ile görüşebilir miyim? -telefonda- )
Might
1. Cümleye "may" gibi olasılık anlamı katar ancak, olasılık biraz daha zayıftır. Olma ihtimali daha az durumlar için.
- She might be coming to the my birthday party. (Doğum günü partime gelebilir -gelme ihtimali var-)
- Where are you going for your holiday? (Tatile nereye gidiyorsun?)
- I haven't decided yet. But I might go to Mersin. (Henüz karar vermedim ama Mersin'e gidebilirim)
- I don't feel well (Kendimi iyi hissetmiyorum)
- Do you think it might be something you have eaten? (Yediğin bir şey yüzünden olabilir mi?)
23 Eylül 2017 Cumartesi
15 Eylül 2017 Cuma
"Believe" - "believe in" farkı
Believe, kelime anlamı inanmak, güvenmek.
Believe "in" edatını aldığında anlam biraz değişiyor.
Örnekler:
I believe you: Sana inanıyorum. Senin söylediklerinin (anlattığın olayın, hikayenin) doğru olduğuna, inanıyorum.
I believe in you: Sana inanıyorum. Senin bunu başaracağına inanıyorum. Senin bu potansiyelinin olduğunu biliyorum.
Believe "in" edatını aldığında anlam biraz değişiyor.
Örnekler:
I believe you: Sana inanıyorum. Senin söylediklerinin (anlattığın olayın, hikayenin) doğru olduğuna, inanıyorum.
I believe in you: Sana inanıyorum. Senin bunu başaracağına inanıyorum. Senin bu potansiyelinin olduğunu biliyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)