26 Kasım 2021 Cuma

Arab vaccine soup

 

Arap aşı çorba
Arab vaccine soup




Not: Doç. Mahmut Sarıkaya'nın 'Türkçede Günün Vakitleri ve Arabaş(ı) Çorbasının Adı' başlıklı makalesine göre bu çorbanın asıl adı 'arabaş'

Burada anlatılana göre; Türkler eskiden geceyi 3'e ayırmışlar ve 'bubaş', 'arabaş', 'obaş' demişler. Arabaş, yatmadan hemen önceki zaman dilimine deniyormuş. Yatmadan önce acıkanların içtiği çorbaya arabaş çorbası denmiş. Zamanla sözcük unutulup 'arabaşı'na dönüşmüş. Yani yukarıdaki bilgi notundaki yemeğin ismi Türkçe olarak bile hatalı yazılmış görünüyor





22 Kasım 2021 Pazartesi

İngilizcede "Ne olsa beğenirsin"

Bir olay veya hikaye anlatılırken beklenmedik anları, sürprizli sonları ifade etmekte kullanılır.

lo and behold: Şu işe bakın, ne olsa beğenirsin...  

- I have had a lot of traffic accidents and I should be dead by now, but lo and behold, here I am. (Pek çok trafik kazası geçirdim ve şimdiye kadar ölmüş olmalıydım ama şu işe bakın ki hala buradayım.)


- I left early to take some sunrise photos at the lake but, lo and behold, there was a working on the road and was closed. (Gölde gündoğumu fotoğrafları çekmek için evden erkenden çıktım fakat ne olsa beğenirsin, yolda çalışma vardı ve kapalıydı.)



"Anahtarlarımı bagaja kilitledim. Bagaja bir şeyler koyuyordum ve sonra kapattım, anahtarlarımı bulmak için ceplerimi karıştırmaya başladım ve sonra ne olsa beğenirsin, araba kilidinin duydum."


19 Kasım 2021 Cuma

Sleep - asleep farkı

Sleep 

uyumak / uyku anlamlarında fiil ve isimdir.

Asleep 

uyku durumunda olan, uyuyan anlamında sıfattır.


- Your cats are sleeping on my workbench. (Kedilerin çalışma masamda uyuyorlar) fiil olarak (şimdiki zaman)

- Your cats are asleep on my workbench. (Kedilerin çalışma masamda uykudalar) Kediler uyku durumunda.


- We need to improve sleep quality. (Uyku kalitesini artırmamız gerekiyor) isim olarak kullanım

- I have to clean the kitchen while my little son is asleep. (Küçük oğlum uykudayken mutfağı temizlemeliyim)


fall asleep 

uykuya dalmak 

- The kids fell asleep after spending all day in the pool. (Çocuklar bütün gün havuzda vakit geçirdikten sonra uykuya daldılar)

10 Kasım 2021 Çarşamba

Before - Ago arasındaki fark

Bir olayın/fiilin üzerinden ne kadar zaman geçtiğini anlatırken. AGO.

Bir olayın başka bir olaydan önce olduğunu veya ne kadar zaman önce olduğunu anlatırken BEFORE

Örnek cümleler: 
- Burak left home 20 minutes ago. (Burak evden 20 dakika önce ayrıldı) 

- Appreciate what you have before it's gone. (Gitmeden önce sahip olduklarının kıymetini bil)

- We moved to Ankara 15 years ago. (Ankara'ya 15 yıl önce taşındık)

 - I lived in Bursa before 2013. (2013 yılından önce Bursa'da yaşadım)

- I lived in Bursa 8 years ago. We are in the year 2021. (8 yıl önce Bursa'da yaşadım. 2021 yılındayız)


- Have you ever been to Turkey before?
(Daha önce hiç Türkiye’de bulundun mu? Bulunduğumuz tarihten öncesi kastediliyor.

- I have been to Turkey 5 years ago. (Türkiye'ye beş yıl önce gelmiştim - bulundum)

- I have never been to Turkey before. (Daha önce Türkiye'de hiç bulunmadım - gitmedim)


- I got to meeting room half an hour before my all colleagues.
(Toplantı odasına bütün iş arkadaşlarımdan yarım saat önce gittim)

- I got to meeting room half an hour ago. (Toplantı odasına yarım saat önce gittim)


- My son graduated from university two years ago.
(Oğlum üniversiteyi iki yıl önce bitirdi)

- My son graduated from university two years before my daughter did. (Oğlum üniversiteyi kızımdan 2 yıl sonra bitirdi)

4 Kasım 2021 Perşembe

Remind - Remember farkı

Remind

Hatırlatmak, anımsatmak. Hatırlatma işi, birisi veya bir şey tarafından başka birisine yapılır. Dolayısıyla remind fiilinden sonra me, you, her, him, us, them zamirlerinden biri veya Ahmet, Mehmet, Ferit gibi bir isim gelir.

- The doctor reminded me of the appointment on Monday.
(Doktor bana pazartesi günkü randevuyu hatırlattı)

- My smartphone reminds me to take the medicines. (Akıllı telefonum ilaçları almamı hatırlatıyor)

Birine benzetmek anlamında da kullanılır.

- You remind me of Kemal Sunal. (Bana Kemal Sunal’ı hatırlatıyorsun) Onu andırıyorsun, benziyorsun anlamında.



Remember

Hatırlamak, anımsamak. Hatırlama işi özne tarafından yapılır. Geçmişteki bir olay veya gelecekte yapılması gereken bir iş hatırlanabilir.

- I remembered visiting the hospital last Monday. Geçen Pazartesi hastaneye gittiğimi hatırladım)

- I have remembered to call my doctor for an appointmanent. (Bir randevu için doktorumu aramayı hatırladım) Arayacağımı hatırladım.

- Do you remember how to get to Atakule? (Atakule’ye nasıl gidildiğini - gittiğini hatırlıyor musun?)