10 Temmuz 2019 Çarşamba

Correlative conjunctions - korelatif bağlaçlar

Correlative conjunctions

Türkçeye korelatif bağlaçlar ya da bağıntılı bağlaçlar gibi çevrilebilir. İngilizcede en bilinen ve en çok kullanılan 4 correlative conjunction şöyle:
  • Both / and
  • Not only / but also
  • Either / or
  • Neither / nor

Both / and

- Both the kid and her dog were clever.
(Hem çocuk, hem köpeği akıllıydı.)

- It’s both exciting and incredible that we’ve come to this point. (Bu noktaya gelmemiz hem heyecan verici, hem inanılmaz)



Not only / but also

- I need not only your signature but also your parent’s approval. (Sadece imzana ihtiyacım yok ayrıca anne-babanın onayı da gerekiyor)

- Twitter is not only a social media but also a business network. (Twitter sadece bir sosyal medya değil aynı zamanda bir iş ağı)


Either / or

- They will either go to the Chinese restaurant or stay at home. (Ya Çin lokantasına gidecekler ya da evde kalacaklar)

- Either Zeynep or Damla will join us. (Ya Zeynep, ya da Damla bize katılacak.)


Neither / nor
- Neither students nor their teachers had known anything where they are. (Ne öğrenciler ne de öğretmenleri nerede olduklarını biliyordu) Cümle şekil olarak olumlu görünse de anlam olarak olumsuzdur; Neither ve nor kullanımı gereği.

İngilizcede parallellik kuralı (parallelism) gereği bu bağlaçların her iki öğesinden sonra gelen sözcük aynı tür olmalıdır. Yani ya isim (noun), ya sıfat (adjective), ya zamir (pronoun) ya fiil (verb). Fiil ise aynı zaman çekiminde olmalıdır veya gerund ve infinitive yapısı değişmemelidir.

Yani;

I like either swimming or to play football. (Yanlış)

I like either swimming or playing football. (Doğru)

I like either to swim or to play football. (Doğru)

5 Temmuz 2019 Cuma

Than / Then farkı - örnek cümleler


Telaffuzları birbirine yakın olduğundan karıştırılan bu iki sözcüğün anlamları birbirinden tamamen farklı.

Than, "a" sesine yakın ve biraz daha uzun bir şekilde telaffuz edilirken,

Then, "e" sesine yakın ve daha kısa bir şekilde seslendirilir.


Than

Bir karşılaştırma bağlacıdır: –dan – den, göre…

- African elephants are bigger than Asian elephants. (Afrika filleri, Asya fillerinden daha büyüktür)

- My wife has more shoes than me. (Karımın benden daha fazla ayakkabısı var)

- It cost more money than I expected.
(Umduğumdan daha pahalıya maloldu)

- Gasoline is more expensive in Ankara than Baku. (Ankara’da benzin fiyatı Bakü’den daha pahalı)

- She think she is smarter than everyone. (Herkesten daha akıllı olduğunu sanıyor)

Rather than: 
Yerine, -dan ziyade, den ziyade 

- The client wanted a blouse in tan, rather than the light blue and green. (Müşteri açık mavi ve yeşil yerine ten rengi bir gömlek istedi) Ya da (Müşteri açık mavi ve yeşilden ziyade ten rengi bir gömlek istedi)



Then

Sıralı eylemleri anlatırken sonra anlamında kullanılır. O halde, öyleyse, madem anlamlarında da kullanılır. Genelde ifadenin başında veya sonunda bulunur.

- Go straight ahead on this line. Then turn to right at the intersection. (Bu yolda dümdüz git. Sonra kavşaktan sağa dön)

- I cleaned up and, then I watched a movie.
(Evi temizledim, sonra bir film izledim)

- If their system was perfect then why did they have to change the employees earlier this month? (Sistemleri mükemmelse, neden bu ayın başında işçileri değiştirmek zorunda kaldılar?)


Every now and then:
Ara sıra, arada bir

- Every now and then, you got to stop yourself, recheck your targets and carry on. (Arada sırada durup hedeflerinizi yeniden kontrol edin ve devam edin.)

Back then: 
Eskiden, bir zamanlar

- You're not the same person you were back then. (Sen eskiden olduğun kişi değilsin)