22 Kasım 2022 Salı

Midesi kaldırmamak - Sindirememek

- I can't stomach the idea of working on the weekend. (Hafta sonu çalışma fikrini içime sindiremiyorum)

- I cannot stomach her image or voice. She makes me feel sick. (Onun sesine veya görüntüsüne katlanamıyorum. Beni hasta ediyor.)

- Perhaps if you can’t stomach criticism then here is not the place for you. (Eleştiriyi sindiremiyorsanız belki de burası size göre bir yer değildir)

- I cannot stomach watching any horror movies anymore. Artık herhangi bir korku filmini izlemeyi midem kaldırmıyor)  

Cannot stomach someone/something:

Midesi kaldırmamak, katlanamamak, kabullenememek, birisinden veya bir şeyden çok fazla hoşlanmamak, bir şeyi veya birisini sindirememek gibi anlamları olan İngilizce deyim.

21 Kasım 2022 Pazartesi

ingilizcede Şapka Çıkarmak

- I haven't been able to exercise lately. My hat is off to everyone who does this regularly.
(Son zamanlarda spor yapamadım. Bunu düzenli olarak yapan herkese şapka çıkarıyorum) Düzenli spor yapan herkese saygı duyuyorum, hayranım.

- My hat is off to you. Well done! (Şapka çıkarıyorum. Aferin!)

- My hat is off to the Genclerbirligi Football Team for their victory last night.
(Geçen gece kazandıkları zafer için Gençlerbirliği’ne şapka çıkarıyorum)

- Bravo! You really know how to grow a garden. My hat is off to you. Good job.
(Bravo! Bahçe işlerinden gerçekten anlıyorsun. İyi iş.

- My hat is off to her for speaking the brutal truth about our sales at the meeting.
(Toplantıda satışlarımızla ilgili acı gerçeği söylediği için ona şapka çıkarıyorum)

My hat is off to (someone): Şapka çıkarmak, önünde eğilmek. Yani, yaptıklarına saygı duymak ve hayran olmak anlamlarına gelen İngilizce bir deyim.

9 Kasım 2022 Çarşamba

If I was - If I were farkı

"If I was" ve "If I were" şartlı ifadeleri arasındaki farklar, benzerlikler. Conditional Clauses

IF I WERE...

"If I were…” 
kalıbı, gerçek olması pek mümkün olmayan, hayali durumlarda kullanılır.

- If I were a dog, I would be a Rottweiler. (Bir köpek olsaydım bir Rottweiler olmak isterdim) Ama bir köpek olmam mümkün değil.

- Very good price! I'd buy it, if I were you. (Çok iyi fiyat! Yerinde olsam satın alırdım) "If I were you..." (yerinde olsam...) İngilizcede çok yaygın bir ifadedir. Birine tavsiyede bulunurken, akıl verirken kullanılır.

- If I were rich, I'd feed every stray cat on the street. (Zengin olsam, sokaktaki tüm kedileri beslerdim) Zengin değilim, sadece bunu hayal ediyorum.

- If I were Englishwoman, I'd probably live in Bristol. ( İngiliz kadını olsaydım, muhtemelen Bristol’de yaşardım)


IF I WAS...

“If I was…” kalıbı geçmişte olması mümkün durumlardan bahsederken kullanılıyor. Genellikle bir pişmanlığı dile getirirken veya özür dilerken bu şartlı yapı kullanılır.

- I always apologize if I was wrong or very rude. (Hatalıysam veya çok kabaysam her zaman özür dilerim)

- My boss always yelled at me if I was late to work. (İşe geç kalmışsam patronum bana hep bağırırdı) Gerçekten bazen işe geç kaldığı anlaşılıyor. Yani böyle bir olasılık hep var.

- I am sorry, if I was made any mistake in this article. (Bu yazıda herhangi bir hata yapmışsam, özür dilerim) Hatalı bir şey yazmış olma ihtimali hep vardır.

- Sorry if I was offline, I’ve been really busy with kids lately. (Çevrimdışı idiysem üzgünüm, son zamanlarda gerçekten çocuklarla çok meşgulüm)

Buna rağmen, ana dili İngilizce olan konuşmacılar bazen hayali durumlarda bile söze "If I were..." yerine  “If I was…” kalıbıyla başlayabilir.

- If I was a doctor, I'd be more interested in the patient than the disease. (Doktor olsaydım, hastalıktan çok hastayla ilgilenirdim.)

Bu örnekte dilbilgisine uygun yazım “If I were a doctor…” şeklinde olmalıydı, ancak yanlış kullanım teklifsiz – resmi olmayan konuşmalarda yaygın olarak görülür.

7 Kasım 2022 Pazartesi

Kağıt Üzerinde İyi Görünüyor - İngilizce

- They new plan looks good on paper. (Yeni planları kağıt üzerinde iyi görünüyor)

- Our company has many projects. They all look good on paper but some have many problems. (Şirketimizin pek çok projesi var. Hepsi de kağıt üzerinde iyi görünüyor ancak bazılarının sorunları var)

- Cutting 60% of your budget may look good on paper intially, but it means a rapid decline in the quality of your product.
(Bütçenin yüzde 60'ını kesmek başlangıçta kağıt üzerinde iyi görünebilir, ancak bu, ürününüzün kalitesinde hızlı bir düşüş anlamına gelir)

- The tournament draw was made. All the matchups that look good on paper. (Turnuvanın kuraları çekildi. Eşleşmeler kağıt üzerinde iyi görünüyor)

- Your ideals may look good on paper, but the reality is something else. (Hayallerin kağıt üzerinde iyi görünebilir fakat gerçeklik başka bir şeydir)

- Proffesor explains why models that look good on paper are not guaranteed to work well in production.
(Profesör, kağıt üzerinde iyi görünen modellerin neden üretimde iyi çalışacağının garanti edilmediğini açıklıyor)


To look good on paper: İyi bir fikir veya plan gibi görünmesine rağmen muhtemelen iyi bir fikir veya plan değil.