17 Temmuz 2022 Pazar

İngilizcede rekor kırmak

- They are going to try to break a record. (Rekor kırmayı deneyecekler)

- In order to break a record, I must reach 300 in the number of daily visitors. (Rekor kırmam için günlük ziyaretçi sayısında 300’e ulaşmam gerekiyor)

- I may have broken a record for the most snoozes ever on my alarm this morning. (Bu sabah alarmımı erteleme rekoru kırmış olabilirim)

- Young Turkish swimmer Merve Tuncel broke her own record and won a gold medal. (Genç Türk yüzücü Merve Tuncel kendi rekorunu kırdı ve altın madalya kazandı)

- Home prices broke a record in 2021 with a 16% increase. (2021 yılında yüzde 16 artışla konut fiyatları rekor kırdı)

To break a record:

Yarışmalarda veya spor karşılaşmalarında bugüne kadar yapılmış en iyi dereceyi elde etmek. Rekor kırmak. Her alanda iyi veya kötü anlamda kullanılabilir. Bir şeyde (fiyatta, sıcaklıkta, sayıda vs). en düşük seviyeyi görmek de rekor kırmak olarak tanımlanabilir. 

12 Temmuz 2022 Salı

Customer - Client farkı

Müşteri anlamındaki 'customer' ve 'client' sözcüklerinin kullanımı.

Customer, bir ürün satın alan kişidir. Bir markette, pazarda, lokantada vb yerlerde alışveriş için bulunan kişi customer diye tanımlanır. Banka müşterileri için de customer kullanılır.

- There are no customers in the store now. (Dükkanda şuan hiç müşteri yok)

- They sell snails at fancy restaurants because their customers don't like beans. (Müşterileri fasülye sevmediği için lüks lokantalarda salyangoz satıyorlar)

- Customers react as Falanca Bank introduces stamp duty. (Falanca Bank'ın damga vergisi getirmesine müşteriler tepki gösterdi)


Client, bir hizmet satın alan kişidir. Bir avukattan, muhasebeciden veya danışmanlık şirketinden hizmet alan kişi client olarak tanımlanabilir. 

Doktorlar ve öğretmenler bu kapsamın dışındadır. Bir doktordan hizmet alan kişi her zaman hasta (patient) olarak ifade edilir.

Ayrıca, bir ana bilgisayara bağlı diğer bilgisayarlar da 'client' olarak adlandırılır.  

- Life coaches always remember their clients' birthdays. (Yaşam koçları müşterilerinin doğum günlerini daima hatırlar)

- As a lawyer, one of the ways to acquire new clients is to have an online presence. E.g. Twitter.
(Bir avukat olaraki yeni müvekkiller edinmenin yollarından birisi çevrimiçi bir varlığa sahip olmaktır. Örneğin Twitter)

4 Temmuz 2022 Pazartesi

İngilizcede çetin ceviz

- Brasil was a hard nut to crack but our volleyball team won the match.
(Brezilya çetin cevizdi ama voleybol takımımız maçı kazandı)

- Many infectious diseases are still circulating in parts of the world. That's a hard nut to crack, but scientists continue to work on the problem.
(Birçok bulaşıcı hastalık hâlâ dünyanın bazı bölgelerinde dolaşmaktadır. Bu kırılması zor bir ceviz fakat bilim adamları sorun üzerinde çalışmaya devam ediyorlar.

- I think Ankaragucu will be a hard nut to crack for any team this season.
 (Bu sezon Ankaragücü’nün diğer takımlar için çetin bir ceviz olacağını düşünüyorum.)

- She seems like a hard nut to crack. Don’t waste your energy.
(O kız çetin cevize benziyor. Enerjini boşa harcama)

Hard nut to crack:

Kırılması zor ceviz, çetin ceviz, çetin ceviz olma.

Çözülmesi zor konular için veya anlaşılması, mücadele edilmesi zor insanları tanımlamak için kullanılan bir deyim.