Look: Bakmak
Watch: İzlemek, seyretmek
See: Görmek
Look
“bakmak” anlamında olsa da bazen “görünmek” yerine kullanılır.
- You look beautiful honey! (Çok güzel görünüyorsun tatlım!)
“Look for…” bir şeyler aramak,
“Look at…” bir şeye bakmak,
“Look up…” ileri doğru, kafasını kaldırıp bakmak veya gözatmak gibi anlamlara gelir.
- I’m looking for a new job since last month. Geçen aydan beri yeni bir iş bakıyorum -arıyorum)
- Look at the horse! (Ata bak!)
- Look up ahead! The store is so crowded. (İleri bak! Mağaza çok kalabalık)
Watch
Televizyon, film, sinema, spor karşılaşmaları, hayvanları, insanları, manzaraları izlemeyi ifade ederken watch kullanırız.
- You should definitely watch the movie this weekend. (Filmi bu hafta sonu kesinlikle izlemelisin)
- Yesterday I stayed in and watched a volleyball game. (Dün evde kalıp bir voleybol maçı izledim)
“bakmak” anlamında olsa da bazen “görünmek” yerine kullanılır.
- You look beautiful honey! (Çok güzel görünüyorsun tatlım!)
“Look for…” bir şeyler aramak,
“Look at…” bir şeye bakmak,
“Look up…” ileri doğru, kafasını kaldırıp bakmak veya gözatmak gibi anlamlara gelir.
- I’m looking for a new job since last month. Geçen aydan beri yeni bir iş bakıyorum -arıyorum)
- Look at the horse! (Ata bak!)
- Look up ahead! The store is so crowded. (İleri bak! Mağaza çok kalabalık)
Watch
Televizyon, film, sinema, spor karşılaşmaları, hayvanları, insanları, manzaraları izlemeyi ifade ederken watch kullanırız.
- You should definitely watch the movie this weekend. (Filmi bu hafta sonu kesinlikle izlemelisin)
- Yesterday I stayed in and watched a volleyball game. (Dün evde kalıp bir voleybol maçı izledim)
See
Diğerlerine göre göz burada daha pasif konumdadır.
Görüntünün çoğunlukla, kendiliğinden, istem dışı veya beklenmedik anda gözümüze ulaştığı durumlarda see kullanırız.
- Do you see that sign? (Şu işareti görüyor musun?)
- After you drive two kilometers you will see the hospital on your right.
(Aracını 2 kilometre sürdükten sonra hastaneyi sağında göreceksin)
- When did you last see our teacher. (Öğretmenimizi en son ne zaman gördün?)
Üçü bir arada örnek:
- I was watching a TV show and saw what looked liked a sassy monkey.
(Bir tv şovu izliyordum ve bir şımarık maymunun neye benzediğini gördüm)
İpucu:
İstisna olarak sinema - film izleme eyleminde hem 'watch', hem de 'see' kullanılabilir. Ancak 'see' kullanıldığında izleme - görme işinin evin dışında gerçekleştiği hissi oluşur. Evde film izlerken çoğunlukla 'watch' kullanılır.
- We are going to see a film. (Yarın bir film görmeye-izlemeye gideceğiz)
Diğerlerine göre göz burada daha pasif konumdadır.
Görüntünün çoğunlukla, kendiliğinden, istem dışı veya beklenmedik anda gözümüze ulaştığı durumlarda see kullanırız.
- Do you see that sign? (Şu işareti görüyor musun?)
- After you drive two kilometers you will see the hospital on your right.
(Aracını 2 kilometre sürdükten sonra hastaneyi sağında göreceksin)
- When did you last see our teacher. (Öğretmenimizi en son ne zaman gördün?)
Üçü bir arada örnek:
- I was watching a TV show and saw what looked liked a sassy monkey.
(Bir tv şovu izliyordum ve bir şımarık maymunun neye benzediğini gördüm)
İpucu:
İstisna olarak sinema - film izleme eyleminde hem 'watch', hem de 'see' kullanılabilir. Ancak 'see' kullanıldığında izleme - görme işinin evin dışında gerçekleştiği hissi oluşur. Evde film izlerken çoğunlukla 'watch' kullanılır.
- We are going to see a film. (Yarın bir film görmeye-izlemeye gideceğiz)