Fix: Herhangi bir sorunun giderilmesinden genel olarak bahsederken kullanılır. Bir makine, eşya veya durumun bütünü kastedilir ve onarılır. İnsan ilişkilerinin düzeltilmesi söz konusu olduğunda da ‘fix’ fiili kullanılabilir.
- Anyone know how to fix this blue screen issue? (Bu hata ekranını düzeltmeyi bilen birisi var mı?)
- I’m too broke for a mechanic so I learned how to fix my car all by myself. (Servis için param olmadığından aracımı kendim tamir etmeyi öğrendim)
- If you want to fix a relationship you have to put in effort. (Eğer bir ilişkiyi düzeltmek istiyorsanız çaba harcamalısınız)
Repair: Parça bazlı onarımlardan bahsederken kullanılır. Bir aracın, makinenin bir bölümünün tamiri söz konusudur.
- I have to repair quickly the part of the fence that was broken by sheep. (Çitin koyunlar tarafından kırılan kısmını hızlıca tamir etmeliyim.)
- Murat repaired the brake on his sons bike. (Murat oğlunun bisikletinin frenini tamir etti.)
- Music has the ability to repair brain damage. (Müzik beyin hasarını tamir edebilir)
Mend: Günümüzde çok kullanılmasa da ‘onarmak’ anlamındaki mend, daha çok basit tamir gereken durumlar söz konusu olduğunda kullanılır. Genellikle uzman veya teknisyen gerektirmeyen işler. Ayakkabı, giysi, oyuncak vs. onarımları…
- I allways mend my shoes. (Ayakkabılarımı her zaman kendim onarırım)