23 Mayıs 2021 Pazar

Above / On / Over karşılaştırması - farkı

Above / On / Over : Üstünde, üzerinde, üzerine, yukarısı, yukarısından, yüksek...

Günlük konuşmada bazen birbirleri yerine kullanılıyor olsa da belli durumlarda belli edatlar kullanılmalı.

Above


Daha yüksekte olma durumu. Dikey eksende genellikle görüş alanımızdaki durağan nesneler, yerler için…

- Ankara is situated about 900m above sea level. (Ankara deniz seviyesinin yaklaşık 900 metre üzerindedir)

- You can place your luggage on the shelf above the seat. (Valizini koltuğun üzerindeki rafa yerleştirebilirsin)



Sayısal ifadelerde bir referans noktasının üzerinde olma durumlarında…

- The temperature never went above 40 degrees in Afyon. (Afyon’da sıcaklık 40 derecenin üzerine hiç çıkmadı)

- My score on the exam was above the average of the school. (Sınav notum okul ortalamasının üzerindeydi)


Over

Yüksekten, yukarıdan bir hareket söz konusuysa...

- When migrating some of flamingos will fly over the Lake Mogan. (Turnalar göç esnasında Mogan Gölü’nün üzerinden uçarlar)

- Black cat jumped over the box. (Kara kedi kutunun üzerinden atladı)


Daha yüksek sayılardan/miktarlardan bahsederken…

- I have shared a video on Youtube. It was over 300 comments last I checked. (Youtube’a bir video yükledim. Son kontrol ettiğimde 300’ün üzerinde yorum vardı)

- He spent over fifty dollars for puzzle games. (Yap-boz oyunlarına elli doların üzerinde para harcadı)


Bir şeyin üzerini kapatmak, örtmek söz konusu ise…

- There was a strong hail storm. I ran to put blankets over my car. (Güçlü bir dolu fırtınası vardı. Arabamın üzerine battaniye örtmek için koştum)


On

Nesnenin, üzerinde bulunduğu yere temaslı olması durumunda…

- Can you please put the book on the table. (Kitabı masaya bırakır mısın)

- There are a lot of socks on the bed. (Yatağın üzerinde bir sürü çorap var)

3 Mayıs 2021 Pazartesi

Come back - Go back

come back / go back farkı

Dönmek anlamına gelseler de birbirinden tamamen farklı 2 eylemi ifade ediyorlar.

Come back: A noktasından B noktasına gidip tekrar A noktasına dönmek.
Go back: A noktasından B noktasına gitmek.

Örnekler:

- Kemal hasn’t came back from the airport and he isn’t answering any of my calls. (Kemal havaalanından geri dönmedi ve aramalarıma cevap vermiyor)

- I have to leave but I will come back in an hour. (Ayrılmam gerekiyor ama 1 saat içinde gönerim)

- You should go back to your village. (Köyüne dönmelisin)

- My daughter is wating at home. I should go back as soon as possible. (Kızım evde bekliyor, en kısa zamanda dönmeliyim)