Use: Fiil olarak kullanıldığında kullanmak, yararlanmak anlamlarına geliyor.
Used: Geçmiş zaman (düzenli fiil)
"Used to" ifadesi ise yukarıdaki anlamından tamamen farklı. Bir kaç farklı anlama gelecek şekilde kullanılıyor.
1- to be used to (alışılmış, normal- düzenli hale dönüşmüş olma durumu)
- I'm used to getting up early - Erken kalkmaya alışkınım
- She's not used to waiting this long- O bu kadar beklemeye alışkın değil.
- They are used to wet weather in Bolu - Onlar Bolu'da yağışlı havaya alışık - alışkınlar.
2- to get used to (adapte olmak yeni bir duruma alışmak)
- You get used to it after some time - Bir süre sonra alışıyorsun.
- I can't get used to the cold and long winter in Russia- Rusya'nın uzun ve soğuk kışlarına alışamadım.
- My sister has just gone to mountaineering class. She found it hard at first, but now she is getting used to it. - Kızkardeşim dağcılık kursuna gitmeye başladı. Başlarda çok zorlandı ama şimdi alışıyor.
3- used to (geçmişte olan fakat şu an geçerli olmayan bir durumu anlatırken)
- I used to live in Antalya - Ben Antalya'da oturdum / yaşadım. (şu an Antalya'da yaşamıyorum)
- My grandmather used to smoke but then she had health problems and had to stop. - Büyükannem sigara içerdi ama sağlık problemleri başlayınca sigarayı bırakmak zorunda kalmıştı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder