Her ikisi de ...have to...ve ...supposed to... yapmak gerekiyor, etmek gerekiyor, yapmalı, etmeli anlamlarında ancak küçük bir fark var.
Have to
Subject + have to + verb
You have to do your homework. (Ödevini yapman gerekiyor)
Ödevi yapması gerekiyor, başka seçeneği yok.
We have to finish the project by April 30. (Projeyi Nisan'ın 30'una kadar bitirmemiz gerekiyor)
Projeyi bitirmeleri gerekiyor çünkü başka seçenekleri yok. Mutlaka bitirmeleri gerekiyor.
He has to go to work everyday. (Her gün işe gitmesi gerekiyor)
Supposed to
Subject + to be + supposed to + verb +
I'm supposed to call my mom. (Annemi aramam gerekiyor)
Annesini araması gerekiyor fakat aramasa da olur, tek seçeneği bu değil, arasa iyi olur.
I was supposed to talk to my boss but he had a meeting. (Patronumla konuşmam gerekiyordu ama toplantısı vardı)
They are supposed to leave on Saturday from the hotel. (Otelden Cumartesi günü ayrılmaları gerekiyor)
Ayrılmaları gerekiyor ama isterlerse bir gün daha kalabilirler. Bir zorunluluk yok.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder