1- Tavsiyede bulunurken veya tavsiye isterken.
- Mete should talk her. (Mete onunla konuşmalı)
- They should not argue so much. (Daha fazla tartışmamalılar)
- You should come to Turkey more often. (Türkiye'ye daha sık gelmelisin)
- He should apologize his teacher. (Öğretmeninden özür dilemeli)
- What should I get my wife for her birthday. (Karımın doğum günü için ne almalıyım? hediye olarak
2- Geçmişle ilgili pişmanlıklardan bahsederken veya geçmişteki bir işle ilgili akıl verirken.
Bu durumda cümle should + have + past participle (verb) şeklinde kurulmalı.
Bu durumda cümle should + have + past participle (verb) şeklinde kurulmalı.
- They should have listened to their parents. (Anne-babalarını dinlemeliydiler)
- You should have asked me first. (Önce bana sormalıydın)
- I should have told you earlier. (Sana bunu daha önce söylemeliydim)
- Authorities should have warned us about the road construction. (Yetkililer yol çalışmasıyla ilgili bizi uyarmalıydı)
- You should have asked me first. (Önce bana sormalıydın)
- I should have told you earlier. (Sana bunu daha önce söylemeliydim)
- Authorities should have warned us about the road construction. (Yetkililer yol çalışmasıyla ilgili bizi uyarmalıydı)
3- Beklenti içeren cümleler kurarken.
- She should be here by now. (Şimdiye kadar gelmesi gerekiyordu)
- I should be there in 20 minutes. (20 dakikada orada olurum-olmalıyım) Öyle umuyor.
- She should be here by now. (Şimdiye kadar gelmesi gerekiyordu)
- I should be there in 20 minutes. (20 dakikada orada olurum-olmalıyım) Öyle umuyor.
4- Daha az garantili konuşmalarda, temkinli veya kaçamak cevaplar verirken.
- It should be fixed in 3 hours. (3 saat içinde hallolmuş olur) Kesin değil.
- It shouldn't be a problem. (Bir sorun olmaması lazım) Hizmet sektörü böyle temkinli konuşmayı tercih eder.
- They should have it done by tomorrow. (Yarına kadar yaparlar) Öyle sanıyorum.
- It should be fixed in 3 hours. (3 saat içinde hallolmuş olur) Kesin değil.
- It shouldn't be a problem. (Bir sorun olmaması lazım) Hizmet sektörü böyle temkinli konuşmayı tercih eder.
- They should have it done by tomorrow. (Yarına kadar yaparlar) Öyle sanıyorum.