27 Ağustos 2018 Pazartesi

"Come" ile phrasal verbs - örnek cümleler

Come up (with): Bir şeyle (fikir, proje vb.) ortaya çıkmak.
- Mehmet and Özkan have come up with an elaborate story. (Mehmet ve Özkan ayrıntılı bir hikaye ile ortaya çıktılar.)

- She came up the money. (Parayla çıka geldi)

- We live in a competitive world and we should come up with the new plans.(Rekabetçi bir dünyada yaşıyoruz ve yeni fikirlerle ortaya çıkmamız gerekiyor)

Come around: Aynı noktaya (fikre) gelmek. Günlük kullanımda "uğramak" anlamına da gelir.
- They might not agree with us now but they'll come around eventually. (Şu an bizimle aynı fikirde olmayabilirler ama yavaş yavaş bizim dediğimize gelecekler.)

- Don’t come around only when you need something. (Yalnızca bir şeye ihtiyacın olduğu zamanlarda uğrama)

Come on: Hadi, hareketlen (acele et)

Come over: Ziyaret etmek, uğramak.
- Come over and pick cherries and apples in the garden. (Uğrayın, bahçeden vişne, elma koparın)

Come apart: Dağılmak, ayrılmak, parçalanmak
- Yesterday they came apart so easily at the football match. (Dünkü maçta çok kolay dağıldılar)

- I bought a pair of shoes at the local market recently. But it's already starting to come apart! (Pazardan yakınlarda bir çift ayakkabı aldım. Şimdiden parçalanmaya başladı (dikişleri ayrılmaya başladı))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder