6 Eylül 2018 Perşembe

Say - Tell - Speak - Talk farkı - Örnek cümleler

Say - Tell

Say ve tell fiilleri "söylemek" şeklinde tercüme edilebilir. Ancak kullanımlarında farklılıklar vardır.

Say genel konuşmaları, ortaya yapılan konuşmaları, radyodan, televizyondan söylenenleri veya bir toplantıda söylenenleri vb. ifade etmek için kullanılır. Reported speech cümlelerde daha çok tercih edilir. Bir kişiye veya topluluğa karşı söylendiğinde "say" fiilinden sonra mutlaka "to" gelmelidir.

Örnek cümleler:
- Ayten says she doesn’t like meatball. (Ayten köfte sevmediğini söylüyor) Kime söylediği açık değil.
- The speaker on the radio said that Ankara would be cold tomorrow. (Radyodaki muhabir yarın Ankara'nın soğuk olabileceğini  söyledi)
- Ataturk said that culture is the foundation of the Turkish Republic. (Atatürk diyor ki Türkiye Cumhuriyetinin temeli kültürdür) Ünlü kişilerin sözleri aktarılırken.
- She said to me she wasn't going to office today. (Bugün bana işe gitmeyeceğini söyledi) Direkt birine söylediği için "to" kullanıldı.
- What did the boss say to you when you lated? (Geç kaldığında patron ne dedi?) Yine birisine söyleniyor.
- I said that the interview was great. (Görüşmenin çok iyi geçtiğini söyledim) Söylenen kişi belirsiz.
- Sorry. What did you say? (Afedersiniz, ne demiştiniz?) Karşıdakinin sözünü duymadığınızda ya da anlamadığınızda tekrar etmesini isterken genellikle "say" kullanılır.


Tell direkt olarak bir kişiye ya da topluluğa karşı söylenenleri ifade ederken kullanılır. Bu yüzden fiilden önce veya sonra mutlaka özne bulunur.

Örnek cümleler:
- Tell me about the your work experiences and skills. (Bana iş deneyimlerinizi ve becerilerinizi söyleyin -anlatın-)
- You should tell her what you plans for future. (Ona gelecekteki planlarının ne olduğunu söylemelisin)
- Tell me when we will get together? (Söyle bakalım ne zaman bir araya geleceğiz? - buluşacağız-)
- She didn't tell me. (Bana söylemedi)
- You could have told me first. (Önce bana söyleyebilirdin) Told fiilinden sonra "to" kullanılmadı.
- Gülay told me dinner was at 7 o'clock. (Gülay akşam yemeğinin saat 7'de olduğunu söyledi -bana-)

I say to you. (Doğru)
I tell you. (Doğru)
I say you. (Yanlış)
I tell to you. (Yanlış)

Geçmiş zaman çekimleri:
Say - said -said
Tell - told -told


Speak - Talk

Speak ve talk fiilerinin ikisi de konuşmak anlamına geliyor. Speak daha genel ve resmi konuşmalarda, talk ise günlük daha az resmi ve günlük kullanıma uygun. Genelde "about" ile birlikte kullanılır. Bir dilin ( Çince, Rusça, Fransızca vs.) konuşulması ile ilgili cümlelerde ise mutlaka speak kullanılmalı.

Örnek cümleler:
- Can you speak Spanish? (İspanyolca konuşabiliyor musun?) "Can you talk Spanish" denemez.
- Kenan speaks four languages. (Kenan 4 dil biliyor -konuşuyor-)
- Can I speak with you? (Seninle konuşabilir miyim?) Çok resmi ve konunun çok önemli olduğu anlaşılabilir.
- Ege is going to speak in front of 300 people at the presentation. (Ege sunumda 300 kişi önünde konuşacak)
- Can I talk with you? (Konuşabilir miyiz?) Daha çok tercih edilen kullanım.
- We need to talk about our relationship. (İlişkimiz hakkında konuşmamız gerekiyor.
- I talked your teacher yesterday. (Öğretmeninle dün konuştum)
- I have talked to my family about my decision to be an organ donor. (Organ bağışçısı olma kararımla ilgili ailemle konuştum)

Geçmiş zaman çekimleri:
Speak - spoke - spoken
Talk - talked - talked


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder