Tam zamanında anlamındadır. Ne biraz erken, ne de biraz geç. Tam planlanan zamanda, tam zamanında.
- I’m trying to be on time for work for the whole year. (Tüm yıl boyunca işe tam zamanında gitmeye çalışıyorum-uğraşıyorum)
- The job interview has been scheduled for 17:30. I have to arrive on time. (İş görüşmesi saat 17.30'da. Tam zamanında orada olmalıyım)
In time:
Zamanında anlamında. "On time" ifadesi kadar bir keskinlik yoktur. Öncesinde veya sonrasında yeteri kadar boşluk olabilir.
- My flight was at 8 o'clock. I missed it because I couldn't be at the airport in time. (Uçuşum saat sekizdeydi, Zamanında havaalanında olamadığım için uçağı kaçırdım)
- The ambulance arrived just in time. (Ambulans zamanında geldi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder