Present Perfect tense:
Şimdi ile geçmişi birleştirir.
Geçmişteki eylemlerin şimdiye etkisi belirtilir.
Basit geçmiş zaman ile kıyaslama:
- Past simple / I lost my pencil. (Kalemimi kaybettim)
Geçmişte kaybolan bir kalem, artık aranmıyor ya da bulunmuş. Kalemin kaybolması bugün geçerliliğini korumuyor.
- Present perfect / I have lost my pencil. (Kalemimi kaybettim)
Kalem kayıp ve henüz bulunmamış. Şimdinin gerçeği kalemin hala kayıp olduğu.
Olumlu
Subject + have/has + verb (past participle V3)
- I have just eaten dinner. (Akşam yemeğimi az önce yedim)
Geçmişte yapılmış bir eylem ancak şimdiki zamanın da gerçeği. Tekrar akşam yemeği yememe gerek yok.
-
I have found my book. (Kitabımı buldum)
Geçmişte kayıptı ve buldum. Artık aramama gerek yok.
- He has worked here for two years. (İki yıldır burada çalışıyor)
- My mother has cooked dinner. (Annem akşam yemeğini pişirdi)
- I have had a good time. (Güzel zaman geçirdim)
Olumsuz
Subject + haven’t /hasn’t + verb (past participle V3)
- You haven’t submitted me any offers. (Bana herhangi bir teklif sunmadın)
- İsmail said he hasn't had lunch. (İsmail öğle yemeği yemediğini söyledi)
Soru
Have/has + subject + verb (past participle V3)
- Have you had breakfast? (Kahvaltını yaptın mı?)
- How long has he worked here? (Ne kadar zamandır burada çalışıyor?)