Gerund: İsim fiil /ulaç (verb+ing)
Infinitive: Mastar (to verb)
Bazen cümlelerde 2 fiil (verb) kullanmak gerekir. I want to
go out! (Dışarı çıkmak istiyorum)
Bir fiili başka bir fiilin takip ettiği cümlelerde İkincisi ya infinitive (to+verb) ya da gerund (verb+ing) olmak zorunda. Infinitive mastar halidir. To go
> Gitmek To swim > yüzmek gibi.
- I like snowboarding. (Kar kaykayı yapmayı severim) /snowboarding bir isim fiildir (Gerund)
- I like to snowboard. (Kar kaykayı yapmayı severim) /to snowboard bir mastardır (Infinitive)
Snovbord yapmayı severim . Her iki cümlenin de anlamı aynıdır. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi ilk fiilden sonra hem mastar, hem isim
fiil (gerund) gelebilir ve anlam değişmez. Bu şekilde kullanıma uygun bazı
fiiller:
Like, love, hate, prefer, start, begin, contunie, propese…
- She hates to drink beer. (Bira içmekten nefret ediyor)
- She hates drinking beer. (Bira içmekten nefret ediyor)
Mutlaka bir 'gerund' takip etmesi gereken fiiller vardır.
Örneğin: enjoy
- I enjoy swimming. (Yüzmekten hoşlanıyorum)
- I enjoy to swim DİYEMEYİZ.
Bu fillerden
bazıları: Enjoy, admit, advise, confess, explain, fear, finish,
forgive, keep on, mention, miss, permit,
postpone, prevent, recall, recommend, report, resume, suggest, support, understand…
- I finished reading it. (Onu okumayı bitirdim)
- She misses seeing her family. (Ailesini görmeyi özlüyor)
- I recommend eating more fruit because it's rich in fiber. (Daha çok meyve
yemeni tavsiye ederim çünkü lif bakımından zengindirler)
- Students discuss doing online classes during lockdown. (Öğrenciler karantina
sırasında çevrimiçi ders yapmayı tartışıyor)
Mutlaka bir 'infinitive' (mastar) takip etmesi gereken fiiller
vardır.
Örneğin: need
- I need to think. (Düşünmeye ihtiyacım var.)
- I need thinking. DİYEMEYİZ.
Bu fiillerden bazıları: Need, agree, ask, care, change, choose, claim, come, decide,
deserve, expect, fail, get, hope, learn, manage, mean, offer, pay, plan, prepare,
promise, remain, say, seek, seem, swear, wait, want, wish, would like…
- I learned to say no! (Hayır demeyi öğrendim)
- We hope to see everyone at the party. (Partide herkesi
görmeyi umuyoruz)
- I’m planning to visit Italy. (İtalya’yı ziyaret etmeyi
planlıyorum)
- Why do you choose to live in Marmaris? (Neden Marmaris'te
yaşamayı seçtin?)
Kendisinden sonra 'gerund' veya 'infinitive' geldiğinde ANLAM FARKI oluşturan fiiller:
Try, stop, forget, remember, regret, quit, go on.
- I stopped to smoke. (Sigara içmek için durdum)
- I stopped smoking. (Sigara içmeyi bıraktım)
- I remembered to feed the cat. (Kediyi beslemeyi hatırladım) Kedi hâlâ aç, besleyeceğim.
- I remembered feeding the cat. (Kediyi beslediğimi hatırladım) Kedi ile ilgili bir hatıra canlanıyor.
- She forgot to eat the icecream. (Dordurmayı yemeyi unuttu) Dondurma yenmedi.
- She forgot eating the icecream. (Dordurmayı yediğini unuttu)
Dondurma yendi.