24 Eylül 2020 Perşembe

Alone / Lonely farkı

 Alone

Yalnız, tek başına. Yalnız olma durumunu belirten sıfat ve zarf. Olumlu veya olumsuz anlamda kullanılabilir.

Örnek cümleler:

- I live alone in Ankara. (Ankara'da yalnız yaşıyorum)

- Some steps need to be taken alone. (Bazı adımların tek başına atılması gerekir)

- We thought we were alone in the room. (Odada yalnız olduğumuzu düşündük)

Lonely

Yalnız, yapayalnız. Yalnız olma durumunu olumsuz veya acıklı manada belirten sıfat. 

Örnek cümleler:

- I'm lonely without you. (Sensiz yapayalnızım)

- We all feel depressed and lonely at some point in our lives. (Hepimiz hayatımızın bir döneminde depresif ve yalnız hissederiz)

- Unfortunately, it was a lonely holiday season for many of us. (Maalesef çoğumuz için yalnız bir tatil sezonu oldu)


15 Eylül 2020 Salı

Depend / Depending farkı

Depend / depends

Bağlı, bağlı olarak. 

Cümlede ana fiildir (main verb). Depend, bir durum fiili (stative verb) olduğu için şimdiki zaman formu yoktur. Yani “It’s depending…” şeklinde bir cümle kuramayız.


Örnek cümleler:

- Sometimes, the answers depend on how the question is asked.
(Bazen cevaplar sorunun nasıl sorulduğuna bağlıdır.)  Bu örnekte The answers [subject]  /  depend [verb]  

- The rainforests make life on our planet possible. Keep them alive, our lives depend on it! (Yağmur ormanları gezegende yaşamamızı mümkün kılar. Onları yaşatalım. Hayatlarımız buna bağlı)

- Delivery price depends on your location. (Kargo ücreti adresinize bağlıdır) Adresinize göre değişir 

- We should not depend on the weather to send our children to school.
(Çocuklarımızı okula göndermek için hava durumuna bağlı olmamalıyız)



Depending 

Bağlı, bağlı olarak

Cümlede ana fiil değildir, extra, tamamlayıcı bilgi verilirken kullanılır.

- I might forgive him, depending on what he tell me. (Bana söyleyeceklerine bağlı olarak onu affedebilirim)  I [subject]  /  forgive [verb]

- Depending on the weather, viruses can remain suspended in air for hours. (Hava durumuna bağlı olarak virusler saatlerce havada asılı kalabilir) viruses subject suspended verb



Depend / depends, depending genellikle ‘on’ edatı ile kullanılır. Depends in, depending at vs… diyemeyiz.


8 Eylül 2020 Salı

Gerund / Infinitive kullanımı - farkı

Gerund: İsim fiil /ulaç (verb+ing)

Infinitive: Mastar (to verb)

Bazen cümlelerde 2 fiil (verb) kullanmak gerekir. I want to go out! (Dışarı çıkmak istiyorum) 

Bir fiili başka bir fiilin takip ettiği cümlelerde İkincisi ya infinitive (to+verb) ya da  gerund (verb+ing) olmak zorunda. Infinitive mastar halidir. To go > Gitmek    To swim > yüzmek gibi.  

- I like snowboarding. (Kar kaykayı yapmayı severim) /snowboarding bir isim fiildir (Gerund) 

- I like to snowboard.  (Kar kaykayı yapmayı severim) /to snowboard bir mastardır (Infinitive)

Snovbord yapmayı severim . Her iki cümlenin de anlamı aynıdır. Yukarıdaki örnekte olduğu gibi ilk fiilden sonra hem mastar, hem isim fiil (gerund) gelebilir ve anlam değişmez. Bu şekilde kullanıma uygun bazı fiiller:

Like, love, hate, prefer, start, begin, contunie, propese…

- She hates to drink beer. (Bira içmekten nefret ediyor)

- She hates drinking beer.
(Bira içmekten nefret ediyor)


Mutlaka bir 'gerund' takip etmesi gereken fiiller vardır.

Örneğin: enjoy

- I enjoy swimming. (Yüzmekten hoşlanıyorum)

- I enjoy to swim DİYEMEYİZ.

Bu  fillerden bazıları: Enjoy, admit, advise, confess, explain, fear, finish, forgive, keep on,  mention, miss, permit, postpone, prevent, recall, recommend, report,  resume, suggest, support, understand…

- I finished reading it. (Onu okumayı bitirdim)

- She misses seeing her family. (Ailesini görmeyi özlüyor)

- I recommend eating more fruit because it's rich in fiber. (Daha çok meyve yemeni tavsiye ederim çünkü lif bakımından zengindirler)

- Students discuss doing online classes during lockdown. (Öğrenciler karantina sırasında çevrimiçi ders yapmayı tartışıyor)

 

 

Mutlaka bir 'infinitive' (mastar) takip etmesi gereken fiiller vardır.

Örneğin: need

- I need to think. (Düşünmeye ihtiyacım var.)

- I need thinking. DİYEMEYİZ.

Bu fiillerden bazıları: Need, agree, ask, care, change, choose, claim, come, decide, deserve, expect, fail, get, hope, learn, manage, mean, offer, pay, plan, prepare, promise, remain, say, seek, seem, swear, wait, want, wish,  would like…

- I learned to say no! (Hayır demeyi öğrendim)

- We hope to see everyone at the party. (Partide herkesi görmeyi umuyoruz) 

- I’m planning to visit Italy. (İtalya’yı ziyaret etmeyi planlıyorum)

- Why do you choose to live in Marmaris? (Neden Marmaris'te yaşamayı seçtin?)

 

Kendisinden sonra 'gerund' veya 'infinitive' geldiğinde ANLAM FARKI oluşturan fiiller:

Try, stop, forget, remember, regret, quit, go on.

- I stopped to smoke. (Sigara içmek için durdum)

- I stopped smoking. (Sigara içmeyi bıraktım)

 

- I remembered to feed the cat. (Kediyi beslemeyi hatırladım) Kedi hâlâ aç, besleyeceğim.

- I remembered feeding the cat. (Kediyi beslediğimi hatırladım) Kedi ile ilgili bir hatıra canlanıyor.

 

- She forgot to eat the icecream. (Dordurmayı yemeyi unuttu) Dondurma yenmedi.

- She forgot eating the icecream. (Dordurmayı yediğini unuttu) Dondurma yendi.


Stop to do… Stop doing…