10 Eylül 2021 Cuma

İngilizcede like kullanımı

 1- Fiil olarak kullanımı 'to like'

hoşlanmak, beğenmek, sevmek anlamlarında

- I like playing basketball. (Basketbol oynamayı seviyorum)

- Do you like rock music? (Rock müziğinden hoşlanır mısın?)

- She dosen't like math. (Matematiği sevmiyor)


2- 'dilemek', 'arzu etmek', 'istemek' anlamlarında fiil olarak kullanım. Çoğunlukla nazik soru cümlesi olarak would + subject + like kalıbıyla karşımıza çıkar. 

- Would you like some sugar? (Biraz şeker ister miydiniz?)

- I would like to meet you. (Sizinle tanışmayı arzu ederim) 


3- 'gibi', 'örneğin' anlamalarında kullanımı:

'such as' ifadesine benzer bir karşılığı vardır.

- I can play many instrument, like piano. (Piyano gibi pek çok müzik aletini çalabiliyorum)

- Your vacuum cleaner so silent. I need something like that. (Süpürgeniz çok sessiz. Buna benzer bir şeye ihtiyacım var)

- Will we buy smart board like ones used in Singapore, China etc. (Singapur, Çin ve benzeri ülkelerde kullanılan akıllı tahtadan alacak mıyız?)


4- 'benzer', 'aynı' anlamlarında edat olarak kullanımı. 'be like' 

- It's like my mobil phone. (Benim telefonuma benziyor)

- You are like a real prince. (Gerçek bir prense benziyorsun)

- Are they twins? They are like each other. (Onlar ikiz mi? Birbirlerine benziyorlar)


5- 'like father, like son' - 'like mother, like daughter' deyimleri içinde kullanımı:

Türkçedeki 'babasının oğlu', 'anasının kızı' / 'anasına bak kızını al' deyimlerinin İngilizcedeki karşılığı olduğu söylenebilir.

- She just 14 years old and enjoy making cake. Like mother, like daughter! (Henüz 14 yaşında ve kek pişirmeyi seviyor. Annesinin kızı!) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder