- They'll just do their work inside the attic for now. (Şimdilik işlerini tavan arasında yapacaklar)
- You don’t need to worry about it for now. (Şimdilik onun hakkında endişelenmene gerek yok.)
- For now, we have no plan for weekend. (Şimdilik hafta sonu için bir planımız yok)
- I’m busy. Could you wait outside for now? (Meşgulüm. Şimdilik dışarıda bekleyebilir misin?)
For now: Kalıcı değil, geçici olarak.
- I want to live in Ankara for good. (Hep Ankara'da yaşamak istiyorum) Sonsuza kadar Ankara'da...
(Pek çok insan mali açıdan çok zorluk çekti küçük işletmeler kapılarını tamamen kapattı)
For good: Kalıcı olarak ve daima, tamamen anlamında. 'For now' (şimdilik) ifadesinin tam zıddı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder