- I cannot stomach her image or voice. She makes me feel sick. (Onun sesine veya görüntüsüne katlanamıyorum. Beni hasta ediyor.)
- Perhaps if you can’t stomach criticism then here is not the place for you. (Eleştiriyi sindiremiyorsanız belki de burası size göre bir yer değildir)
- I cannot stomach watching any horror movies anymore. Artık herhangi bir korku filmini izlemeyi midem kaldırmıyor)
Cannot stomach someone/something:
Midesi kaldırmamak, katlanamamak, kabullenememek, birisinden veya bir şeyden çok fazla hoşlanmamak, bir şeyi veya birisini sindirememek gibi anlamları olan İngilizce deyim.
Midesi kaldırmamak, katlanamamak, kabullenememek, birisinden veya bir şeyden çok fazla hoşlanmamak, bir şeyi veya birisini sindirememek gibi anlamları olan İngilizce deyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder