11 Haziran 2018 Pazartesi

Lie / lay farkı - Örnek cümleler

Lie & Lay


Çoğu zaman birbiri yerine kullanılan, sık karıştırılan iki fiil.
Öyleki anadili İngilizce olanların bile bazen bu kelimeleri yanlış kullandığını şu mizahi twitten anlayabiliyoruz. "Bir İngilizce öğretmeninin mezar taşı"

Lie
Uzanmak, yatmak
Lie - lay - lain (İngilizce'nin tuhaflıklarından: lie fiilinin geçmiş zaman hali lay)

Lay
Bırakmak, koymak, sermek
Lay - laid - laid

Lie geçişsiz,
lay geçişli* fiildir.

*Geçişli fiil: Ne, neyi, kimi soruları sorulduğunda yanıt alınan fiillerdir. Yani nesne alabilen fiiller.
Geçişsiz fiiller nesne almazlar.

"Lie" ile örnek cümleler:
- My cat lies in front of the sofa. (Kedim kanepenin önünde yatar)
- We need to get blood sample. Can you please lie down here gradually? (Kan örneği almamız lazım. Buraya yavaşça uzanır mısınız?)
- You look sick. You should lie in a bad. (Hasta görünüyorsun. Bir yatağa uzanmalısın)
- Zeynep lay in her bad. (Zeynep yatağına uzandı) Geçmiş zaman.
- I have lain under the stars. (Yıldızların altına uzandım - yatıyorum-)

"Lay" ile örnek cümleler.
- Please lay the pencil on the table. (Lütfen kalemi masaya bırak)
- Kaya laid his books on the floor. (Kaya kitaplarını yere bıraktı)
- I have laid the keys under the doormat. (Anahtarları paspasın altına bıraktım)
Geçişli fiil olduğundan kendisinden sonra hep bir nesne geliyor.



1 yorum:

  1. Çok teşekkürler en faydalı açıklamayı burada buldum.

    YanıtlaSil