Would yardımcı fiilinin (modal) ingilizcedeki tüm kullanımları.
Nazikçe istekte bulunurken, ya da bir teklifi kabul ederken.
- I would like to drink some wine. (Biraz şarap içmek isterim –içebilirim-)
- I’d like some dessert, please? (Biraz tatlı alabilirim)
Teklif sorularını daha nazik şekilde sormak için.
- Would you like a piece of cake? (Bir parça kek
ister miydin?)
- Would yo like someting to eat? (Bir şeyler yemek
ister miydin- ister misin?)
- Would you like to have lunch with me? (Öğle yemeğine
beraber çıkmak ister misin?)
- Would you like to come to Mogan Lake tomorrow?
(Yarın Mogan Gölüne gelir miydin?)
Soru cümlelerinde would.
- What would you like to do now? (Şimdi ne yapmak -istersin- isterdin?)
- Where would you like to go today? (Bugün nereye gitmek istersin?)
- How would Selin react? (Selin nasıl tepki verirdi?)
- Who would win in a game of golf? Rıdvan Dilmen or Metin Tekin? (Bir golf oyununda kim kazanırdı? Rılvan Dilmen mi, Metin mi?)
- When would these people wake up? (Bu insanlar ne zaman -uyanacak-uyanırlar?) Gözleri açılacak anlamında.
Hayali veya
varsayıma dayalı bir durumdan bahseden şartlı cümlelerde.
- If I won the lottery , I would buy a big house.
(Eğer piyangoyu kazansaydım büyük bir ev alırdım.)
- If I were you, I would look for another job. (Senin yerinde olsam
başka bir işe bakardım)
- If I had a million liras, I would give some of
it to TEMA. (Eğer milyon liralarım olsaydı birazını TEMA Vakfına verirdim)
Geçmişteki bir olayla ilgili yorum yaparken, bir
pişmanlığı dile getirirken. Would + have + V3 kalıbında kullanılır.
- If you had studied harder, you would have
passed the exam. (Eğer daha sıkı çalışsaydın sınavı geçerdin)
- If I had arrived on time, I wouldn’t gotten fired. (Eğer zamanında varabilseydim, işten kovulmazdım)
- Kerem would have gone shopping, but he forgot
his wallet. (Kerem alışverişe gidecekti fakat cündanını unuttu)
- It would have been nice to meet her. (Onunla tanışmak hoş olurdu -olacaktı-)
Geçmişte yapılan düzenli
(tekrarlayan) bir eylemden bahsedilirken.
- At one time my daddy would polish his shoes
every day. (Zamanında babam
ayakkabılarını her gün parlatırdı)
- Every year we would go to Didim for holiday.
(Her yıl tatil için Didim’e giderdik)
Tercihlerimizden ve önceliklerimizden bahsederken. Rather veya sooner ile birlikte kullanılır.
- I would rather drink tea than coffee in the
mornings (Sabahları çay içmeyi kahve içmeye tercih ederim)
- Would you rather have 2 close
friends or 2,000 facebook friends? (2 yakın arkadaş mı, 2bin facebook arkadaşı mı
tercih ederdiniz?
- I would rather be alone than have
a relationship with a talkative. (Yalnız başına olmayı geveze bir arkadaşımın
olmasına tercih ederim)
Önceden planlanan veya niyetlenilen eylemleri ifade ederken.
- We said we would come. (Geleceğimizi
söylemiştik)
- She said she would clean the garden. But it's still messy. (Bahçeyi temizleyeceğini söylemişti ama bahçe hâlâ dağınık durumda)
-
I said I
would repair the cabinets but I forgot. (Dolapları tamir edeceğimi
söylemiştim ama unuttum)
,
Would have / Could have / Should have / kullanımı - örnekler