Kaybetmek, kaçırmak, kaybolmak...
Lose – Lost - Lost
Nesneler için kullanılır:
- I lost my case! (Çantamı kaybettim!)
Hayatını kaybeden kişi veya hayvanlardan bahsederken:
- Hayrettin lost his father today. (Hayrettin bugün babasını kaybetti) Babası hayatını kaybetti.
Spor karşılaşmalarının sonuçlarından bahsederken:
- M.Carlsen has not lost a single classical chess game in 800 days. (Carlsen 800 gündür satranç maçı kaybetmedi)
Bir şeyden veya histen mahrum kalındığında:
- I’ve lost all motivation for online school. (Online okulda tüm motivasyonumu kaybettim)
Miss
Kaçırmak, eksik olmak, özlemek...
Miss – Missed - Missed
Toplu taşıma araçlarının kaçırılması:
Toplu taşıma araçlarının kaçırılması:
- I missed the 16:00 bus. (4 otobüsünü kaçırdım)
Bir aktivite veya fırsatın kaçırılması:
- The concert is tomorrow. Don't miss this fascinating vocal and great melodic harmonies. (Konser yarın. Bu büyüleyici vokali ve harika melodileri kaçırmayın)
Özlemek anlamında:
- I missed talking about him (Onun hakkında konuşmayı özledim)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder