Rise:
Yükselmek, yukarı kalkmak, doğmak, artmak…
Fiil çekimi: Rise - Rose - Risen
- I hope coronavirus cases will not rise in the days ahead. (Umarım önümüzdeki günlerde koronavirus vakaları artmaz)
Subject: Coronavirus cases, verb: rise, object: YOK
- The sun rises in spite of everything. (Her şeye rağmen güneş -hep- doğar)
Subject: The sun, verb: rise, object: YOK
- Students have risen from their chairs. (Öğrenciler sandalyelerinden kalktılar/doğruldular)
Subject: Students, verb: risen, object: YOK
- Electricity prices have risen. (Elektrik fiyatları arttı/yükseldi)
Subject: electricity prices, verb: risen, object: YOK
Raise:
Yükseltmek, ayağa kaldırmak, büyütmek, artırmak…
Fiil çekimi: Raise – Raised – Raised
- If you have a question raise your hand. (Bir sorunuz varsa elinizi kaldırın)
Subject: you, verb: raise, object: your hand
- She has raised the issue herself. (Sorunu kendisi büyüttü)
Subject: she, verb: raised, object: issue
- I’m strong because a strong woman raised me. (Güçlüyüm, çünkü beni güçlü bir kadın büyüttü/yetiştirdi)
Subject: I, verb: raised, object: me
Subject: The sun, verb: rise, object: YOK
- Students have risen from their chairs. (Öğrenciler sandalyelerinden kalktılar/doğruldular)
Subject: Students, verb: risen, object: YOK
- Electricity prices have risen. (Elektrik fiyatları arttı/yükseldi)
Subject: electricity prices, verb: risen, object: YOK
Raise:
Yükseltmek, ayağa kaldırmak, büyütmek, artırmak…
Fiil çekimi: Raise – Raised – Raised
- If you have a question raise your hand. (Bir sorunuz varsa elinizi kaldırın)
Subject: you, verb: raise, object: your hand
- She has raised the issue herself. (Sorunu kendisi büyüttü)
Subject: she, verb: raised, object: issue
- I’m strong because a strong woman raised me. (Güçlüyüm, çünkü beni güçlü bir kadın büyüttü/yetiştirdi)
Subject: I, verb: raised, object: me
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder