15 Mart 2022 Salı

Can - Be able to farkı

Can - modal verb

To be able - verb

-abilmek, -ebilmek (ability)

CAN, genel bağlamdaki ifadelerde vardır. Yani her durumda 'be able to' yerine kullanılamaz.

BE ABLE, 

Özel durumlardan veya belirli bir zamandan bahsedilirken. Çoğu durumda 'can' yerine kullanılabilir. 

- I can speak Turkish. (Türkçe konuşabilirim) Türkçe konuşabiliyorum

- I can ride a bike. (Bisiklet sürebilirim)

- I’m not able to ride a bike today. I have a lot of work to do. (Bugün bisiklet süremem. Yapacak çok işim var)

- I‘m able to ride a bike. (Bisiklet sürebilirim)



İhtimal dahilindeki durumlardan bahsedilirken de can kullanılır:

- A flock of starlings can be a thrilling sight. (Bir sığırcık sürücü heyecan verici bir görüntü oluşturabilir)

- We can even see snow in April. (Nisan ayında bile kar görebiliriz)



Can bir modal olduğundan başka bir fiili takiben kullanılamaz. Bu tür durumlarda to be able (infinitive) fiili gelmeli.

- I was too busy. I want to be able to read the book in this weekend. (Çok yoğundum. Hafta sonu kitap okuyabilmek istiyorum) I want can to… diyemeyiz.



Can, Present Tense (geniş zaman) ve Past Tense (geçmiş zaman) cümlelerinde kullanılır (geçmiş zamanda could).
Future Tense, Present Perfect Tense gibi bazı zamanlarda kullanılamaz.

- Be able, future ve present perfect tense dahil tüm zamanlarda kullanılabilir.

- Finally, I will be able to sleep tonight. (Sonunda bu gece uyayabileceğim)

- She has been able to achieve her goals after many years. (Yıllar sonra hedeflerine ulaşabildi)



Can, diğer modallarla birlikte kullanılamaz. (must, should, would vs.)

to be able, başka modallarla birlikte kullanılabilir.

- They should be able to work with us. (Bizimle çalışabilmeliler)

- If I hadn't headache I would be able to go to school today. (Başım ağrımasaydı bugün okula gidebilecektim)



Can, geçmiş zamanda could

Be able to, was /were able to halini alır.

- I could climb the trees when I was young. (Gençken ağaçlara tırmanabilirdim)

- I was able to climb the trees when I was young. (Gençken ağaçlara tırmanabilirdim)



Geçmiş zaman olumlu cümlelerinde de yukarıda bahsedilen fark geçerlidir. 'Could' daha genel ifadelerde, 'was/were able to' daha spesifik (özel) durumlarda veya zamanlarda kullanılır.

- Our baby broke the radio. Thankfully, we were able to repair it. (Bebeğimiz radyoyu bozdu. Neyse ki, tamir edebildik)

- I'm glad the payment was able to arrive to the correct address. (Ödemenin doğru adrese ulaşabilmesine sevindim)



Olumsuz cümlelerde couldn’t ve weren’t/wasn’t able çoğu durumda birbirinin yerine kullanılabilir.

- He couldn’t join the meeting because his mother was sick. (Toplantıya katılamadı çünkü annesi hastaydı)

- He wasn’t able to join the meeting because his mother was sick. (Toplantıya katılamadı çünkü annesi hastaydı)



Could ayrıca rica cümlelerinde kullanılır.

- Could you put my name on it too? (Onun üzerine benim ismimi de yazabilir misin?) Koyabilir miydin? diyor herhalde.


Could kullanımı - örnekler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder