- I am on pins and needles as I wait for my exam results all day. (Bütün gün sınav sonuçlarımı beklerken diken üstündeydim)
(Treninin sağ salim Ankara'ya vardığından emin olana kadar diken üstündeydim)⠀
- Students are on pins and needles about a possible snowy day. (Öğrenciler karlı bir gün ihtimaline karşı diken üzerindeler) Endişeyle veya 'umutla' bekliyorlar.
- We're at work and were on pins and needles watching that World Cup Final. It was exciting.(İşyerinde Dnya Kupası Finalini izlerken diken üzerindeydik. Çok heyecanlıydı)
- My sister was on pins and needles waiting to hear if she was accepted. Fine arts college was her dream school.
(Kız kardeşim kabul edildiğini duyana kadar diken üzerinde bekledi. Güzel sanatlar koleji onun rüyasını süslüyordu)
- I'm sure everyone is on pins and needles to hear what our boss has to say about the annual leave.
(Eminin herkes patronumuzun yıllık izinler hakkında söyleyeceklerini duymak için heyecanla bekliyordur)
- We're at work and were on pins and needles watching that World Cup Final. It was exciting.(İşyerinde Dnya Kupası Finalini izlerken diken üzerindeydik. Çok heyecanlıydı)
- My sister was on pins and needles waiting to hear if she was accepted. Fine arts college was her dream school.
(Kız kardeşim kabul edildiğini duyana kadar diken üzerinde bekledi. Güzel sanatlar koleji onun rüyasını süslüyordu)
- I'm sure everyone is on pins and needles to hear what our boss has to say about the annual leave.
(Eminin herkes patronumuzun yıllık izinler hakkında söyleyeceklerini duymak için heyecanla bekliyordur)
On pins and needles: Gergin ve endişeli bekleyiş, diken üzerinde olmak anlamlarında İngilizce deyim.
İngilizcede diken üstünde olmak . Harika !
YanıtlaSil