Past Perfect Yapısı: Subject + had + Verb3 (Past Participle)
1- Geçmişte tamamlanmış bir eylemden önce gerçekleşmiş başka bir eylemden bahsederken.
- Ahmet had gone out when his son arrived in the bank. (Ahmet, oğlu bankaya vardığında bankadan ayrılmıştı) Ahmet’in eylemi, oğlunun eyleminden önce gerçekleşmiş.
- When I arrived at the train station, the train had left. (Tren istasyonuna vardığımda, tren ayrılmıştı) Geç kalmış, treni kaçırmış.
- When the police came, the thief had gone. (Polis geldiğinde hırsız kaçmıştı)
- After I had had a bath, I ate breakfast. (Banyo yaptıktan sonra kahvaltımı yedim) Past perfect cümlede “have” fiili varsa kaçınılmaz olarak iki tane “had” yan yana gelir. Had had (have a bath)
2- Geçmişte belirtilen özel bir zamandan önce gerçekleşmiş eylemleri tanımlarken.
- Suna had never been to a football match before last weekend. (Suna geçen hafta sonuna kadar hiç futbol maçında bulunmamıştı) Hayatında ilk defa geçen hafta gitmiş.
- When I went to Beypazarı last month, I ate Beypazarı casserole there. I had never eaten Beypazarı casserole before. (Geçen ay Beypazarı’na gittiğimde güveç yedim. Daha önce hiç Beypazarı güveci yememiştim.)
3- Sebep sonuç ilişkisi bulunan cümlelerde. Genellikle past simple tense ile birlikte kullanılır.
- We got stuck in trafik because there had been an accident. (Trafikte şıkışıp kaldık, çünkü bir kaza olmuştu.)
- I started feeling ill because I had drunk a lot of beer for lunch. (Kendimi hasta hissetmeye başladım çünkü öğle yemeğinde çok bira içmiştim)
- It could have been nice, if you had put black shoes on. (Siyah ayakkabıları giyseydin hoş olabilirdi)
4- Geçmişteki bir olayın sonucunu vurgulamak için.
- By the time I recieved that 20% off coupon it had already expired. (Yüzde 20’lik indirim kuponu elime ulaşana kadar çoktan süresi dolmuştu.)
- By the time Nuri Bilge Ceylan received the award, he had directed five movies. (Nuri Bilgi Ceylan ödül aldığında beş filmin yönetmenliğini yapmıştı) Ödül almadan önce 5 film yönetmişti.
5- Reported speech (dolaylı anlatım) cümlelerinde geçmiş zamanlı bir olay aktarılırken.
- Saliha said that she had eaten the baklava. (Saliha baklavayı yediğini söyledi)
- Metin said that he had never been to Izmir. (Metin İzmir’e hiç gitmediğini söyledi)
1- Geçmişte tamamlanmış bir eylemden önce gerçekleşmiş başka bir eylemden bahsederken.
- Ahmet had gone out when his son arrived in the bank. (Ahmet, oğlu bankaya vardığında bankadan ayrılmıştı) Ahmet’in eylemi, oğlunun eyleminden önce gerçekleşmiş.
- When I arrived at the train station, the train had left. (Tren istasyonuna vardığımda, tren ayrılmıştı) Geç kalmış, treni kaçırmış.
- When the police came, the thief had gone. (Polis geldiğinde hırsız kaçmıştı)
- After I had had a bath, I ate breakfast. (Banyo yaptıktan sonra kahvaltımı yedim) Past perfect cümlede “have” fiili varsa kaçınılmaz olarak iki tane “had” yan yana gelir. Had had (have a bath)
2- Geçmişte belirtilen özel bir zamandan önce gerçekleşmiş eylemleri tanımlarken.
- Suna had never been to a football match before last weekend. (Suna geçen hafta sonuna kadar hiç futbol maçında bulunmamıştı) Hayatında ilk defa geçen hafta gitmiş.
- When I went to Beypazarı last month, I ate Beypazarı casserole there. I had never eaten Beypazarı casserole before. (Geçen ay Beypazarı’na gittiğimde güveç yedim. Daha önce hiç Beypazarı güveci yememiştim.)
3- Sebep sonuç ilişkisi bulunan cümlelerde. Genellikle past simple tense ile birlikte kullanılır.
- We got stuck in trafik because there had been an accident. (Trafikte şıkışıp kaldık, çünkü bir kaza olmuştu.)
- I started feeling ill because I had drunk a lot of beer for lunch. (Kendimi hasta hissetmeye başladım çünkü öğle yemeğinde çok bira içmiştim)
- It could have been nice, if you had put black shoes on. (Siyah ayakkabıları giyseydin hoş olabilirdi)
4- Geçmişteki bir olayın sonucunu vurgulamak için.
- By the time I recieved that 20% off coupon it had already expired. (Yüzde 20’lik indirim kuponu elime ulaşana kadar çoktan süresi dolmuştu.)
- By the time Nuri Bilge Ceylan received the award, he had directed five movies. (Nuri Bilgi Ceylan ödül aldığında beş filmin yönetmenliğini yapmıştı) Ödül almadan önce 5 film yönetmişti.
5- Reported speech (dolaylı anlatım) cümlelerinde geçmiş zamanlı bir olay aktarılırken.
- Saliha said that she had eaten the baklava. (Saliha baklavayı yediğini söyledi)
- Metin said that he had never been to Izmir. (Metin İzmir’e hiç gitmediğini söyledi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder