7 Şubat 2019 Perşembe

Will - going to farkı / will kullanımı


Will – be going to

Her ikisi de gelecek zaman (future tense) cümlelerinde kullanılır.

Ancak basitçe:

“Will”, genelde daha ani bir kararla yapılan fiillerle birlikte, daha belirsiz durumlarda kullanılıyor.

“Going to” ise gelecekle ilgili daha kesin, net veya planlanmış eylemlerden bahsederken kullanılıyor.

diyebiliriz.

- Mr. Kaya called you in the morning? (Sabah seni Kaya Bey aradı)
I will call him back. (Ona döneceğim- arayacağım)

- The phone is ringing. (Telefon çalıyor)
- I will get it. (Ben bakarım)

- If you don't challenge yourself, you will never realize what you can become. (Kendine meydan okumazsan ne olabileceğini asla bilemezsin) Şartlı cümlelerde genelde will kullanılır.

- Our team will probably win. (Bizim takım muhtemelen kazanır.) Gelecekle ilgili kişisel tahminlerde genelde will kullanılır.

- They'll likely buy a new shoes. (Herhalde yeni bir ayakkabı alırlar)

- Tomorrow I’m going to fly to Antalya. (Yarın Antalya’ya uçuyorum) Kesin bir bilgi

- I cannot get out with you. I’m going to do my homework. (Seninle dışarı çıkamam. Ödevlerimi yapacağım)

Günlük dilde  "going to"bazen  "gonna" olarak kısaltılır.
 - I'm gonna make a cake for your birthday.. (Doğum günün için pasta yapacağım)



Will - diğer kullanımları (gelecek zaman dışındaki):

1- Alışkanlıklardan, rutinlerden bahsederken.

- Your boys are fighting. (Senin çocuklar kavga ediyor)
- Yes. They will do that. (Evet. Yaparlar) Sürpriz değil, sürekli kavga ediyorlar çünkü.

- When do bears start to hibernate? (Ayılar ne zaman kış uykusuna yatmaya başlar?)
- The bears will start to hibernate in the end of October. (Ayılar Ekim sonunda kış uykusuna yatmaya başlar) Her yıl gerçekleşen bir rutin.

2- Geçmişteki alışkanlıklardan veya rutinlerden bahsederken “will”in geçmiş zaman formu olan would kullanılır”

- In the years I worked there we would play table tenis every noon. (Orada çalıştığım yıllarda her öğlen masa tenisi oynardık) Bakınız WOULD KULLANIMI 

Biraz "Used to" kullanımına benziyor.

- My grandmather used to smoke but then she had health problems and had to stop. (Büyükannem sigara içerdi ama sağlık problemleri başlayınca sigarayı bırakmak zorunda kalmıştı).


3- Rutinleşmiş veya zamanlanmış bir eylem hakkında yorum yaparken.

- The news will be starting on tv. Could you turn on it please? (Haberler başlamış olacak. Televizyonu acabilir misin?)

Cümle hem yazımda, hem söylemde gelecek zaman yapısında olmasına rağmen şimdiki zamandan bahsediyoruz. Bu tür kullanımı Türkçede de aynı şekilde görürüz. Ahmet gelmiş olacak, kapıyı açar mısın? Yani şu an kapıda. Ahmet’in geldiğinden neredeyse eminiz.

- She will be sleeping about now. I think we don’t call her. (Şu sıralar uyuyor olacak, aramayalım bence)

- Their bus will be taking a break at this time at Burdur. (Şu sıra otobüsleri Burdur’da mola vermiş olacak) Şu sıra moladalardır anlamında. Şimdiki zamandan bahsediyor.


Bu kullanım gelecek zaman kiplerinden future continuous tense ile aynı gibi görünmesine rağmen burada şimdiki zamanı ifade ediyor.


Future continuous tense - örnek bir cümle

- They'll be travelling to Antalya tomorrow night. (Yarın gece Antalya’ya yolculuk ediyor olacaklar.)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder