whole / entire: Bir şeyin tamamı, bütünü, yüzde yüzü (%100)
İki sözcük de tamamen aynı anlama gelmektedir ancak biraz daha formal (resmi) durumlarda 'entire' tercih edilebilir.
- Haydar was planning to sleep through the whole bus ride. (Haydar tüm otobüs yolculuğu boyunca uyumayı planlıyordu.)
- Haydar was planning to sleep through the entire bus ride. (Haydar tüm otobüs yolculuğu boyunca uyumayı planlıyordu.)
Ayrıca vurgulu söylenen ifadelerde ve ünlem cümlelerinde whole yerine entire tercih edilmeli.
- I can’t believe Ferit ate the entire kebab! (Ferit’in bütün kebabı yediğine inanamıyorum!)
- Burak ate the whole kebab. (Burak bütün kebabı yedi)
‘The whole’ ve ‘the entire’ tekil isimlerden önce kullanılmalı (singular). Çoğul isimlerle birlikte kullanılmaz.
Yani I translated the whole/entire books. DİYEMEYİZ.
'a whole' ve 'an entire' yalnızca tekil ve sayılabilen isimlerden önce kullanılmalıdır (singular, countable).
- I know someone who can read an entire newspaper in 5 minutes. (Bütün bir gazeteyi 5 dakika içinde okuyan birini tanıyorum)
- I know someone who can read a whole newspaper in 5 minutes. (Bütün bir gazeteyi 5 dakika içinde okuyan birini tanıyorum)
Çoğul isimlerle kullanım (article olmadan - the, an, a -)
- Whole students joined to the class remotely. (Bütün öğrenciler derse uzaktan katıldı.)
- Whole students joined to the class remotely. (Bütün öğrenciler derse uzaktan katıldı.)