- He finally shipped my package. Better late than never. (Sonunda paketimi kargoladı. Geç olsun da güç olmasın.) Paketi hiç göndermemesinden iyidir.
- I know we are late to the party, but better late than never, right? (Partiye geç kaldığımızı biliyorum fakat geç olması hiç olmamasından iyidir, değil mi?)
- Time off request got approved 2 days before I'm supposed to leave. I guess better late than never. (İzin isteğim ayrılmam gereken zamandan 2 gün önce onaylandı. Sanırım geç olması, hiç olmamasından iyidir.)
better late than never
Bir şeyi geç yapmak veya tamamlamak, hiç yapmamaktan daha iyidir. Bir eylemin geç de olsa yapılması, hiç yapılmamasından iyidir.
Bu ifade Türkçedeki “Geç olsun güç olmasın” deyimine benzetilebilir.”
"better late than never", İngilizcede daha çok alaycı veya sitemkar bir tepki ifadesi olarak karşımıza çıkar.
better late than never
Bir şeyi geç yapmak veya tamamlamak, hiç yapmamaktan daha iyidir. Bir eylemin geç de olsa yapılması, hiç yapılmamasından iyidir.
Bu ifade Türkçedeki “Geç olsun güç olmasın” deyimine benzetilebilir.”
"better late than never", İngilizcede daha çok alaycı veya sitemkar bir tepki ifadesi olarak karşımıza çıkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder