Örnek cümleler:
Would have
- The ambulance arrived just in time. If they arrived any later she would have died. (Ambulans tam zamanında yetişti. Biraz geç kalsalar ölürdü-ölecekti)
- I would have called you yeterday, but my phone wasn't working. (Seni dün arardım -arayacaktım- ama telefonum çalışmıyordu)
- If I had seen Kaan, I would have given him his book. (Kaanı görseydim, ona kitabını verirdim -verecektim-)
- Not a problem. You would have done the same for me. (Sorun değil. Aynısını sen de benim için yapardın)
- If only I had studied harder. I would have passed the test. (Keşke daha sıkı çalışsaydım. Testi geçerdim)
- We would have beaten Ukraine if Burak Yilmaz played. (Maçta Burak Yılmaz oynasaydı Ukrayna'yı yenerdik.)
- I never would have expected to be watching a tennis match. But here we are (Bir tenis maçı izleyeceğimi hiç ummazdım-beklemezdim. Ama işte burdayız)
- I could have died at that traffic accident. (O trafik kazasında ölebilirdim.
- If he didn't like their work, they should have sacked them. (Eğer yaptıkları işi beğenmediyse onları işten kovmalıydı)
- We would have beaten Ukraine if Burak Yilmaz played. (Maçta Burak Yılmaz oynasaydı Ukrayna'yı yenerdik.)
- I never would have expected to be watching a tennis match. But here we are (Bir tenis maçı izleyeceğimi hiç ummazdım-beklemezdim. Ama işte burdayız)
- I would have pick you up from the office, but I ran out of gas. (Seni işyerinden alırdım-alacaktım- fakat benzinim bitti.)
Could have
- It could have been nice if she had put those dress on. (Şu elbiseleri giyseydi hoş olabilirdi)
- You could have done better on your exam, if you had studied. (Eğer çalışsaydın sınavda daha başarılı olabilirdin.)
- We could have won if Selçuk was fit. (Selçuk formda olsa kazanabilirdik)
Should have
- I should have told you these earlier. (Bunları sana daha önce söylemeliydim)
- You should not have eaten more (Daha fazla yememeliydin)
- You should have written to me. (Bana -mektup- yazmalıydın)