Excuse; fill (verb), sorry; sıfattır (adjective).
Excuse me
Bir rahatsızlık vermekten duyulan sıkıntıyı ifade eder. Karşıdaki kişinin işini bölmesine sebep olacak bir istekte bulunulacağı zaman veya bir şey sorulmadan hemen önce kullanılır.
- Excuse me sir, may I ask you someting? (Afedersiniz bayım, bir şey sorabilir miyim?)
- Excuse me Mr. Kaya. I don’t want to disturb you but there appears to be a problem with a client.
(Afedersiniz Sayın Kaya. Sizi rahatsız etmek istemiyorum ama bir müşteriyle ilgili bir sorun var gibi görünüyor.)
Birisinin dikkatini çekmek için bir seslenme ifadesi olarak. Örneğin lokantada garsona seslenirken.
- Excuse me! How much money this hat? (Af edersiniz! Bu şapkanın fiyatı nedir?
Konuşma esnasında karşıdakinin bahsettiği şeyden hoşlanmadığımızda veya tuhaf bulduğumuzda.
- We will also work next weekend. (Gelecek hafta sonu da çalışacağız)
- Excuse me!
Sorry
Bir hatamızdan veya sebep olduğumuz istenmeyen bir sonuçtan sonra özür dilerken.
- I'm sorry for the delayed response. (Geç yanıtladığım için özür dilerim)
Bir olay veya haber karşısında üzgün olduğumuzu belirtmek için.
- I’m sorry for your loss. My condolences to her family and friends. (Kaybın için üzgünüm. Ailesine ve arkadaşlarına başsağlığı diliyorum)
Bir şeyi yapamayacağımızı belirtirken, yani Hayır anlamında.
- I’m sorry. I cannot join to the meeting. (Özür dilerim toplantıya katılamayacağım)
Konuşma esnasında söyleneni tam olarak duymadığımızda veya anlamadığımızda (Can you repeat it? yerine)
- Sorry? Soru tonlamasıyla birlikte.
Karşıdaki kişinin işini kesip bir şey söyleneceği veya bir şey isteneceği zaman 'Excuse me' yerine de kullanılabilir.
'Sorry' istenmeyen bir sonuçtan dolayı kullanılıyordu ancak bu durumda kişinin işini zaten bölmüş durumdayız.
- I’m sorry for interrupting but... (Böldüğüm için özür dilerim ama...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder