Bazı yer, mekan-adres, konum bildirimlerinde on, in ve at edatlarının kullanımları (prepositions)
At
Belirli bir noktadan, özel bir mekandan bahsederken.
- I’m at home. (Evdeyim)
- I’m at Esenboga Airport. (Esenboğa Havaalanındayım)
- We are at Merve’s house. (Mervelerdeyiz)
- They are staying at the Anayurt Hotel. (Anayurt otelinde kalıyorlar)
- She saw him at a party. (Onu bir partide görmüş)
- She attends parties only to sit at the corner and go through her phone.
(Partilere sadece köşede oturup telefonuna bakmak için katılır)
- I parked my car at the entrance. (Arabamı girişe park ettim.)
- I’m waiting for my mom at the doctor's office. (Doktorda annemi bekliyorum)
On
Genel bir alandan bahsederken... Bir sathın üstünde (yol, cadde, çatı, sahil)
- I’m working on Atatürk Avenue. (Atatürk Bulvarında çalışıyorum) Bulvar üzerinde bir yerde.
- Look out for Ahmet and Mehmet on the TV today. (Bugün televizyonda Ahmet ve Mehmet'e dikkat edin)
- He has been living on an island. (Bir adada yaşıyor)
- I live on the second floor. (İkinci katta oturuyorum)
- Go strait ahead. You will see a motel on the left. (Dümdüz devam edin. Solda bir motel göreceksiniz)
- Could you point to Turkey on a map? (Türkiye’yi bir haritada gösterebilir misin?)
- Everyone who works on the farm wears such hats. (Çiftlikte çalışan herkes böyle şapkalar giyer)
- We should add this on the list. (Bunu listeye eklemeliyiz)
- Click on the menu directly beside the floppy disk icon. (Disket simgesinin hemen yanındaki menüye tıklayın)
In
Daha geniş bir alan veya çevresi kapalı bir yer söz konusuysa…
Örneğin; Kıta, ülke, şehir gibi, sınırları olan kavramlarda ‘in’ kullanılır.
- Kids in the classroom for the first time. (Çocuklar ilk defa sınıftalar)
- I live in Ankara. (Ankara’da yaşıyorum)
- They live in the south of Turkey. (Türkiye’nin kuzeyinde yaşıyorlar) Yön belirtirken
- I did some work for a client in Poland. (Polonya’daki müşterim için bazı işler yaptım)
- Your bag is in the kitchen. (Çantan mutfakta)
- I saw the news about Ankara Castle in the newspaper. (Gazetede Ankara Kalesiyle ilgili bir haber gördüm)
- What did you see in the picture? (Resimde ne gördün?)
- I'm still waiting in a queue to pay. (Hâlâ bir kuyrukta ödeme için bekliyorum) 'in a line', 'in the row'
- They were in the garden this morning. (Bu sabah bahçedeydiler)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder