(Kendini suçlama. Olan oldu bir kere. Geriye bakmak sadece acı verir)
- What's done is done. We can't change anything. (Olan oldu. Hiçbir şeyi değiştiremeyiz)
- What’s done is done. What’s gone is gone. Life is always moving on. (Olan oldu. Giden gitti. Hayat devam ediyor)
- I studied very hard and didn’t get the grade I wanted on my exam. I’m upset but what’s done is done. Just looking to the next one now!
(Çok sıkı çalıştım ve sınavdan istediğim notu alamadım. Çok üzgünüm ama olan oldu. Artık bir sonrakine bakıyorum)
- I hate myself for what I've done in the last week. Anyway what's done is done. Now I have to focus on my health and family.
(Geçen hafta yaptıklarım için kendimden nefret ediyorum. Her neyse, olan oldu bir kere. Şimdi sağlığıma ve aileme odaklanmam gerekiyor)
What's done is done:
Yapılan yapıldı. Türkçedeki "olan oldu", "olan olmuş" ifadelerine benzer bir deyim.
Daha çok, geçmişe dönüp olanları değiştirmek mümkün olmadığından, artık "düşünmek, üzülmek anlamsız" demeye getiren bir teselli ifadesi olarak karşımıza çıkar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder